Taşradan Öyküler – Shaun Tan (Çizgi Roman Eleştirisi)

Taşradan Öyküler – Shaun Tan (Çizgi Roman Eleştirisi)

Shaun Tan’ın ülkemizde en son yayınlanan kitabı “Taşradan Öyküler” üzerine konuşacağımız bu yazıda, sözlerime bana bu kitabı gönderme nezaketinde bulunan Desen Yayınları’na teşekkür ederek başlamak istiyorum. Evet, tahmin edilebileceği üzere sıra dışı bir kitapla karşı karşıyayız! Zira bu kitabın her sayfasında, karşı konulamayacak büyüleyicilikteki alemlerin, farklı akımlar arasında dolanan çizimlerin ve varoluşsal sıkıntılarla birlikte toplumsal sorunlara da değinen enteresan hikayelerin sahibi bir sanatçının, ya da başka bir deyişle, Shaun Tan’ın imzası var…

Sessizlik Bozuluyor…

Yayınlanmış yaklaşık 20 kitabı bulunan Shaun Tan’ın şimdiye dek ülkemizde sadece 4 kitabını okuma şansına eriştik. Belki de “izleme” şansına eriştik desek daha doğru olacak. Zira kelimeleri bazen hiç kullanmayan bazen de çok az kullanan, “çizgilerin sesi” olarak tanıdığımız Avustralyalı çizer, ne anlatmak istediyse hep çizgilerin gücünden yararlanarak anlattı. Ama ülkemizdeki beşinci kitabı ile Shaun Tan, karşımıza farklı bir yönüyle çıkıyor ve resimlerini sadece çizgileriyle değil kelimeleriyle de yapabildiğini unutamayacağımız bir şekilde ispatlıyor.

Elbette Shaun Tan’ın edebi yönünün ne kadar kuvvetli olduğunu daha önce de görmüştük. Mesela sayfaları bir Shaun Tan kitabına göre son derece basit bir tasarıma sahip olsa da detaylar arasında yolculuk edebileceğimiz çizimleri ile şaşırtan “Kızıl Ağaç” kitabına göz atalım. Bu kitapta çizimleri destekleyen cümleler son derece şiirsel bir dünyanın kapılarını aralıyor. Yahut Shaun Tan’ın Oscar’ı kucakladığı kısa animasyonunu uyarladığı kitap olan “Kayıp Şey”e baktığımızda, abartılı sayfa tasarımları ve görkemli çizimleri ile zıt bir uyum sağlayan sade hikâyenin aslında ne kadar da güçlü olduğunu fark ediyoruz. Bu kısacık kitabın içine -George Orwell’a selam çakan- kısacık bir distopya eleştirisi de sığdırmayı başaran Shaun Tan, “Uzak” isimli çizgi romanında daha vurucu bir distopya tablosu ortaya koyuyor ve bunu yaparken de kelimeleri hiç kullanmamayı tercih ediyor. Ama bu sessizliğin arkasında oldukça güçlü bir hikâyenin gizli olduğunu görmemek imkânsız! “Asla Neden Diye Sorma” ise içindeki bir avuç kural cümlesiyle okuyucuya yol göstermekten ziyade çocukların gözünden hayatı sorgulayan bir masal olmayı başarıyor.

Çizgiler ile Kelimelerin Mücadelesi

“Taşradan Öyküler” için bir resimli hikâye kitabı diyebiliriz. Ama bu tanım, sadece bu kitabın yaratıcılığı karşısında yetersiz kalmayacak, aynı zamanda yaratıcısı Shaun Tan için de düpedüz bir hakaret olacaktır! Zira sıradan bir resimli hikâye kitabında resimler hikâyeyi desteklemek için kullanılırken, “Taşradan Öyküler” kitabındaki resimler hikayeyle aynı öneme sahipler. Çoğu zaman hikâye ve resimler uyum içerisinde birbirlerini takip ediyor, kimi zaman birinin bittiği yerde görevi diğeri devralıyor ve zaman zaman da şaşırtıcı bir biçimde iç içe geçiyorlar. 

Tabi geniş bir yelpazedeki çizim teknikleri ile kotarılmış resimler, ara sıra kelimelerden rol çalmıyor değil. Ama tam tersinin olduğu durumlara da rastlıyoruz. Çizgiler ile kelimelerin mücadelesine sık sık şahit olduğumuz kitapta, işin dengesini hayran olunacak güzellikteki tasarımlar sağlıyor. Yeri gelmişken mutlaka altını çizmemiz gereken bir konu olduğuna inanıyorum. Shaun Tan, sadece başarılı bir çizer ve yazar değil, aynı zamanda usta bir tasarımcı da! Kitabın içerisindeki 15 hikâyeden her birinin sayfaları, hikâyenin içeriğine göre titiz bir şekilde tasarlanmış. Hatta söylemeden edemeyeceğim, sırf “içindekiler” kısmının tasarımı bile onun tasarım yeteneğine hayran kalmak için yeterli!

Tam da Hayal Ettiğin Gibi…

“Taşradan Öyküler”in sayfaları arasında dolaşırken hem Salvador Dali’nin tablolarına bakıyor hem de Albert Camus’nun romanlarını okuyor gibi hissediyoruz. Gerçeküstücülüğün bilinç altını dışarı yansıtan düşsel atmosferinin yanında, varoluşçuluğun o bunaltıcı rüzgarını da iliklerimize kadar hissediyoruz. Anlayacağınız yine alışık olduğumuz Shaun Tan izlerine bu kitapta da rastlıyoruz. “Kızıl Ağaç”da gördüğümüz “arayış”ı, “Kayıp Şey”de gördüğümüz “öteki”nin hikayesini, “Uzak”da gördüğümüz “yabancılaşma” ve “göç” olgusunu, “Asla Neden Diye Sorma”da gördüğümüz “çocukça keşifler”i “Taşradan Öyküler” kitabında, farklı anlatım teknikleri ve farklı hikayeler ile ama aynı etkileyicilikte görebiliyoruz.

Shaun Tan’ın izlerini sadece hikayelerde değil, sıkça kullandığı imgelerde de sürmemiz mümkün. Dar sokaklar, sıkışık binalar, uçsuz bucaksız ovalar, şekilden şekle giren bulutlar, eskimiş kitap ve gazete sayfaları, garip yaratıklar, makine benzeri varlıklar, steampunk geleneğinden beslenen tasarımlar ve hatta eski tip dalgıç başlıkları… Bu tarz imgeleri neredeyse her Shaun Tan eserinde gördüğümüz gibi “Taşradan Öyküler”de de görüyoruz. İşte bu sebeple “varoluşsal sancılar”, “yabancılaşma”, “ötekileştirme”, “iletişim ve dil”, “savaş karşıtlığı” gibi Shaun Tan’ın sık kullandığı temalarla, yukarıda saydığımız imgelerin bütünleştiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Hayata Bakışınızı Değiştirecek!

Son tahlilde “Taşradan Öyküler”, bazen bir resim ve bir cümleye sığdırılan, bazen de sayfalarca süren resimler ve onlara eşlik eden cümleler ile sürükleyici bir hal alan birbirinden çarpıcı hikayeleriyle mutlaka keşfedilmesi gereken bir kitap. Okumaya başlayınca bir çırpıda bitse de hikayelerin kahramanları uzun süre aklınızdan çıkmayacak, buna emin olabilirsiniz. Hatta belki çok iddialı olacak ama Shaun Tan’ın bu kitapta yarattığı dünyaya bir kere girdikten sonra artık hayata eskisi gibi bakmanız da mümkün olmayacak!

Shaun Tan’ın dünyalarında yolculuk yapmaya devam etmek isteyenlere, “Uzak” ve “Asla Neden Diye Sorma” çizgi romanlarının da Desen Yayınları’ndan çıktığını hatırlatalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir