Türkiye
Kötü Kedi Şerafettin (2016)
Şerafettin ya da nam-ı diğer Kötü Kedi Şerafettin (bundan sonra ondan kısaca Şero diye bahsedeceğiz), şüphesiz Türkiye’nin en meşhur kedisi. Ayrıca fazlasıyla ağzı bozuk, arsız, ahlaksız ve kabadayı olan bu kedi, belki de ilk underground çizgi karakterlerimizden birisi. Bülent Üstün’ün kaybettiği kedisinden ilham alarak 1996’da yarattığı Şero, sinema macerasına ise 20. yaşına bastığı bu yılda kavuştu. […]
Kar Beyaz (2010)
Bir öykü veya roman okuduğumuzda, orada yazılanlarla ilgili belleğimizde oluşan görüntüler tamamen bize özgü olur. Hayal dünyamızda oluşturduğumuz karakterler ve sahneler konusunda kendimize hiçbir sınırlama getirmeyiz. Edebi bir eserin sinema uyarlamasını izlediğimizde hayal kırıklığına uğramamızın sebebi aslında tam olarak budur. Edebi eser ile sinemanın üslup farklılıklarından doğan sıkıntılar, film uyarlamasına bazı sınırlamalar getirilmesine, eklemeler ve […]
Helak: Kayıp Köy (2015)
Prolog Son yıllarda, Türk sinemasını işgal eden cin temalı korku filmlerinin haddi hesabı yok! Tabi bunun en büyük sorumlusu, hatta bence suçlusu, “Dabbe (2006)” isimli filmiyle bir ikon haline gelen Hasan Karacadağ’dan başkası değil elbette. Hâlihazırda 5 filmlik bir seriye sahip olan Dabbe külliyatına bir de farklı iki deneme, “Semum (2008)” ve “El-Cin (2013)” filmlerini […]
Sihirbazlık Okulunda Bir Türk (2015)
Komedi, sinema tarihinin en başından beri sıklıkla kullanılan, insanların en çok rağbet ettiği ve sevdiği bir tür olmuştur. “Komedi” dendiğinde, komediyi toplumsal sorunları anlatmada bir araç olarak kullanan ve her filminde zekice şakaları ile bizi büyülemeyi başaran Charles Chaplin ya da müthiş fikirlerini, müthiş akrobasi hareketleri ile harmanlayan ve hiç gülmeden bizi güldüren “The Great […]
Bir Senaryonun Anatomisi: Araf (2006), Cennet (2008), Cehennem 3D (2010)
Öğrencilik yıllarında evli bir adamdan hamile kalan, gebeliğinin on altıncı haftasında sağlıksız ve yasal olmayan koşullarda bebeğini aldıran Eda, yine öğrencilik yıllarında tanıştığı ve üç yıl sonra evlendiği Cem ile mutlu bir evlilik sürdürüyordur. Ve derken aşkları ilk meyvesini verir; Eda tekrar hamiledir. Ancak Eda hamileliğinin ilerleyen aylarında sıra dışı olaylar yaşamaya başlar. Daha önceki […]
Kanal-İ-zasyon (2009)
Zafer Özden, Film Eleştirisi kitabında, film sanatının tarihsel gelişimini anlatırken televizyon ile sinema ilişkisinden şöyle bahseder: “Ellili yıllarda televizyonun sinema seyircisini salonlardan evlere çekmesi yalnızca endüstriyel bir dönüşüme değil, aynı zamandan film kültürü üzerindeki bir etkiye de işaret etmekteydi. Başlangıçta televizyonu ciddi bir rakip olarak gören ve bu yeni araç ile uzlaşmayı reddeden film şirketleri zamanla […]
Bir Senaryonun Anatomisi: EV (2010)
Hatırlarsınız… Çok değil 3-4 yıl kadar önce, kısa adı BBG uzun adı Biri Bizi Gözetliyor olan bir yarışma programı vardı! Hani her türden insan, her tarafı kameralarla çevrili bir eve tıkılır ve kafesteki maymunlar misali tüm hareketleri izlenir ve de izlettirilirdi. Bu formatın çok tutmasıyla türevleri televizyonu epeyce bir süre işgal etti. Ama şükürler olsun […]
Bir Senaryonun Anatomisi: Karadedeler Olayı (2011)
Amerika’da çeşitli kısa film projelerine imza attıkları rivayet edilen Erdoğan ve Erkan Bağbakan adlı kardeşler isimlerini, kendi öz vatanlarında çılgın bir korku filmi ile duyurmak istemektedirler. Peki, sizce bu film çekim aşamasındayken, iki kardeş arasında nasıl bir konuşma geçmiş olabilir? Elbette bunu bilmiyorsunuz, ama tahmin edebilirsiniz. Şimdi sizi, tahmin etme zahmetinden kurtarıp bu konuşmanın metni […]
Bizim Büyük Çaresizliğimiz (2011)
“Fareler ve İnsanlar” kitabında, “Kimsesi yoksa delirir insan,” der John Steinbeck, “kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. İnan bana, insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır.” Etkileyici bir dostluk hikâyesi dendiği zaman, akla ilk olarak John Steinbeck’in unutulmaz eseri “Fareler ve İnsanlar” gelir. Zeki bir adam olan George ve güçlü fakat aptal […]
Yazgı (2001)
“İnsan da, yaşam da saçmadır; boşunadır, rastgeledir, sağlam hiç bir şey yoktur;” der Albert Camus, “ama yine de yaşamak gerekir.” “Bütün hayatım boyunca taşıdığım suçluluk duygusunu olduğu kadar, imtiyazlılara ve gerçekte yalnızca imtiyaz isteyenlere duyduğum nefreti anlatmayı hep istiyordum.” diyor Zeki Demirkubuz, Karanlık Üstüne Öyküler üçlemesinin ilk filmi olan Yazgı için. Albert Camus’nun, yaşamın anlamını […]