Muhammad: The Last Prophet / Hz. Muhammed: Son Peygamber (2002)

Muhammad: The Last Prophet / Hz. Muhammed: Son Peygamber (2002)

Birçok animasyon filmi yönetmiş olmasının yanı sıra bir animasyon şirketinin kurucusu olan Richard Rich, aynı zamanda Hz. Muhammed: Son Peygamber filminin de yönetmeni. Filmin özetlerinde her ne kadar Hz. Muhammed’in doğumundan ölümüne kadar hayatını anlatan bir yapım olduğu yazılsa da bunun böyle ifade edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Hz. Muhammed: Son Peygamber filminde, yardımseverlik vurgusu ile filmin gidişatını tahmin etmemize yardımcı olan bir başlangıç yapılıyor ve Mekke topraklarında artık adım atan kimsenin yardımsız kalmayacağı profili çiziliyor. Bu biraz da hitap ettiği yaş kitlesine göre nasihat dolu ve amacına hizmet eden bir giriş oluyor. 

Bundan sonrası için ise söylenebilecek şey, filmin Mekkelileri tanıtmak için sahneler kullanması ve 40 yaşında kendisine vahiy inen İslam Peygamberi’nin yaptığı tebliğ ile yaşananların anlatılması olabilir. Yaşananlardan kasıt, zamanla gerçekleşen bir değişim olabileceği gibi, tarihi bir süreç içerisinde manevi bir yaşamın/yaşamların seyri de olabilir. Peygamberliğin gelişinden, Peygamber’in görevini tamamlamasına kadar olanların bir kısmını filmin konusu olarak ifade edebiliriz.

Değişimi Anlamak İçin Döneme Ait Bilgi

Giyimlerini entari üzerine kuşak ile tanımlayabileceğimiz ve çöl şartlarında yetişerek bir yaşam elde eden Araplar, o döneme damgasını vuran ve onları ifade etmede asla es geçilmeyecek bir kabilecilik yapısına sahipti. Yaşadıkları şartların getirdiği bir zorunluluk olarak görülen her kabilenin kendi içindeki dayanışması ve kendilerini üstün görme yarışı, kişilerin dine karşı aldıkları tavırdan, ekonomi ve savaş sebeplerine kadar uzanan bir etki gücündeydi. Fakat film daha basit bir dil ile o dönemin zengin ve üstün kişilerinin ekonomi ve statülerini kaybetme riskine karşı aldıkları tavrı ön plana çıkarmış. Bu basit dilin kullanılmasındaki payın bir kısmı elbette hedef kitlenin çocuklar olmasından kaynaklanırken, birazının da filmin uzun bir konuyu işlemekle yükümlü olmasından kaynaklandığını anlayabiliriz.

Kişilerin konuşmalarıyla onların nasıl biri olduğunu anlamamızı isteyen sahnelerde hızlıca diyaloglar geçiyor. Bu geçişler arasında kölelik ve falcılığın, puta tapanların ve kumar düşkünlerinin, menfaatleri için değişimden kaçınan ve mevcut düzenin birer ahlaksızı olan kişilerin yaşadığı yerin inanış ve yaşamlarını gösteren sahneler de var. Şiir okuyan bir adamın gösterilmesi ile, şiirin fazlasıyla ön planda olduğu bir dönemi anlatmak elbette yetersiz. Kültürlerini, geleneklerini, yaptıkları savaşları öğrenmek için birer hazine olan şiirlerden bahsedeceksek hem de.

Arapları tanıtmak için kullanılan sahnelerin hepsinde bu yarım kalmışlığı hissetmek mümkün. Yine de bu basitliğin çocuklar için olduğunu düşünmemek de olmaz. Çocuklar için düşünüldüğünde, başlangıçtan itibaren vahiyle beraber birçok şeyin değiştiğini anlamakta bir sıkıntı da yok ayrıca. Zulüm altındaki insanların eşitliği ve güzelliği savunan birinin tavrı ile yaşadıkları değişimi kolayca anlayabilir her çocuk. Orada yaşayan zalim kimselerin alt edilmesi gibi bir algı oluşturulmak istenmiş filmde. Kötülük her zaman kaybetmeye mahkûm! Daha çok anlaşılması gereken noktanın da bu olduğunu düşünüyorum. İbadet veya dini hükümlerin arka planda kalması da bununla alakalı. Çocukların doğru bir şekilde anlaması ve muhakeme etmesi zaman gerektiren unsurlara filmde az yer verilmiş.

Tarihi Bir Süreç 

Bir süreçten bahsetmek mümkün dedik. Bu süreç, peygamberliğin gelişi, Habeşistan’a göç, boykot ve hüzün yılı ve Müslümanların Yesrib’e göçleri ile kronolojik bir sırayla işleniyor. Bedir, Uhud ve Hendek Savaş’ı olarak adlandırdığımız olaylar da işleniyor. Bir yandan da kadınlara hak ettikleri kıymetin verilmesi, eğitimin İslam Peygamber’i için önemini, insanların inanışlarının değişimi gibi konular da çok az bir yer işgal etse de filmde mevcut. Bu saydığımız temel olaylar, küçüklükten beri duyduğumuz, öğrendiğimiz Hz. Muhammed’in hayatının bir kısmını, İslam’ın gelişi ve mücadelesini anlatıyor aslında. Ve çocuklar bir de beyazperdede izleme şansı elde etsinler, perdeye bu hayatı yansıtarak onlara bir bilgi edinme imkânı sunalım ve ahlaki nasihatlerde bulunalım fikri hâkim.

Filmin giriş sahnesinden bahsederken, yardımseverliğe vurgu yapıldığını ifade etmiştim. Buradaki anlatılmak istenen şey, baba ve kız arasındaki sıcak bir diyalog ile ele alınmış. Herkesin az çok bildiği ve istediği zaman kolayca bilgisine ulaşabileceği konuları izlemeye de Peygamber dönemine şahit olan bu babanın kızına anlatımıyla ulaşmış oluyoruz. Filmin anlatıcı kişisi de belirlenmiş oluyor böylece. Babanın kızına anlattıkları olaylar ve aynı zamanda bizim de şahit olduğumuz geçmişteki olaylar. Bahsettiğimiz bu olaylar ve geçmişe dönüşleri, ayrıntılarıyla belirlemek lazım. Çünkü filmin ismi, bizim şahit olduğumuz olaylarla ne kadar ilişkili, bunu anlamak gerekir.

Filmin Konusu Peygamber mi?

Filmin ismi Son Peygamber. Fakat bu isim her ne kadar filmin bir kişiye eğilim gösterdiğini düşündürse de aslında ekranda gördüğümüz, gelen peygamberlikle beraber bir kültür ve inanışın nasıl değiştiğini anlatmak. Film, peygamberliğin gelişinden itibaren başlıyor. Ve bundan önce bizim için peygamberlik gelen kişinin hayatına ve kişiliğine dair hiçbir bilgi yok.

Onun adına yazılmış birçok eser ve bilgi mevcut. Hatta onun hayatını baba olması, komutan olması yahut yaptığı devlet başkanlığı ile ilgili peygamberliği hariç tanıtma ve anlatma yoluna gitmiş birçok yazılmış ve konuşulmuş şey var. Bu, onun eşlerinden, çocuklarından, yaptığı savaşlardan, uygulamalarından bahseden geniş bir konu. Öfkesinden, hoş görülü oluşuna kadar duygularını, hayatını yansıtan ince ayrıntılı rivayetlerden oluşan geniş yelpaze içerisine hiç girmeden sadece ona gelen peygamberlik ve onun bu görevi ile değiştirdiği bir yaşam biçimini yansıtması ile film objektifliğini ortaya koymuş.

Eğer bir çocuğa birini anlatmak gerekiyorsa bu kesinlikle onun doğum tarihi üzerinden olmamalı. Sayılarla tanıyamayacağımız bir kişiyi, muhtelif görüşlerin ortaya atılmasına sebep olan hayatının belli parçalarıyla da tanıyamayız. Fakat zulme karşı duruşunu anlatmak bambaşkadır. Yahut bir değişime sebep olan birini anlatacaksak onun bedenine ihtiyaç yoktur. Bu gibi düşünceleri içinde barındıran animasyon, elbette Peygamber’i hiç göstermeden ve konuşmalarını mutlaka bir başkasının veya anlatıcı ile sesini duyurmadan onu anlatma biçimine sahip. Bu, Mustafa Akkad’ın The Message filmini hatırlatıyor. Bu yöntem ile saygı sınırlarını aşmadan çağımızın bir icadı olan sinemada, Peygamber’in hayatındaki birtakım olayları seyretme şansını elde etmiştik. Son Peygamber filmiyle de animasyon tekniği ile çocuklar, büyüklerinden dinleyerek öğrendiği İslam’la ilgili kıssaları seyretme olanağı bulmuş oldu.

Son Olarak

Hz. Muhammed: Son Peygamber, benim sinemada izlediğim ilk filmdi. Çocuk kalbimle izleyip sindirmeye çalıştığım, yer yer duygulandığım ama bildiğim birçok olayın dışında fazla bir şeye yer verilmemesiyle beni biraz da sıkan bir film olarak hatırlıyorum bu filmi. Televizyondaki çizgi filmlerden farksız çizimleri ve hayal gücü katılmadan sürekli tekrarlanan olayların çizime dökülmesinin sıkıcılığı ile ilgili de olabilir bu durum elbette. Yine de çocuk gözüyle beyazperdede Hz. Muhammed’i izlemek özel bir deneyimdi benim için.

Evet, çocuk kalbimizle şahit oluyoruz, peygamberliğin gelişine. Ve anlamaya çalıştığımız şey, Peygamber olarak seçilen Son Peygamber Hz. Muhammed’in, kendisine gelen vahyi, etrafındaki insanlara tebliğ etmeye başlamasıyla gelişen olaylar oluyor. Bölgenin zalimleri ile bu tebliğe kulak veren ve ezilen kesimin mücadelesi olmaya başlıyor her şey. Ve yazının tamamında anlatmaya çalıştığım şey de bununla ilgili zaten. Filmin tek anlatmak istediği şey, iyinin kötü ile mücadelesi olabilir.  Konu neden bu kadar basit ele alınmış, böyle bir anlatım tercih edilmiş, o zaman daha anlaşılır oluyor. Hem de çocuklar, izledikleri filmden mutlaka güzel bir şeyler almış olacaklar, sonucu çıkıyor. Böylece yer yer tebessüm ettirip küçük kalplerde sevginin yeşermesine vesile olurken, yer yer de o kalplerin heyecanlanmasını sağlayan bir film olarak zihnimde kalıyor Hz. Muhammed: Son Peygamber.

Kaynakça 

Sarıçam, İ. (2013). Hz. Peygamber Dönemi. E. Baş (Ed), İslam Tarihi içinde (ss. 61, 66, 67). Ankara: Grafiker Yayınları.

Yazar: Ülkü Tatar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir