KERTENKELELER ÖLMEYE MAHKÛMDUR – Uğur Tatar

KERTENKELELER ÖLMEYE MAHKÛMDUR – Uğur Tatar

Uğur Tatar, daha önce haiku formundaki şiirlerini “Kulübelerde Vızıldayan Haikular” adlı eserinde toplamıştı. Bu köklerden yola çıkarak “Kertenkeleler Ölmeye Mahkûmdur” ile serbest şiire geçiş yapıyor; biçimsel sınırları daha esnek, söyleyişi daha “açık alan” bir dile yöneltiyor. 

Kitabın adı bile metnin ruhuna dair bir ipucu sunuyor. “Kertenkeleler Ölmeye Mahkûmdur” ifadesi hem doğanın kırılganlığına hem de insanın müdahalesine dair ilişkinin sembolik bir görkemini barındırıyor. Tatar’ın, “yaşarken yazmaktan zevk alan sıradan ama uslanmaz bir hayalperest” olarak tanımlandığı bir söylemle okur karşısına çıkması, metnin samimiyetine dair ilk sinyalleri veriyor. 

Kitap beş bölümden oluşuyor:

Öldürdüğüm Tüm Böceklerden Özür Dilerim

Eski Aşkların Koleksiyoncusu

Ahmak-ı Hayal

Yalnız Gezgin’in Kayıp Risalesi

Aleladenin Acayipliği

Bu bölümler, yazarın çeşitlenen duygu hâllerini ve ses tonlarını katman katman sunma amacını taşıyor. İlk bölümde doğayla, küçük yaratıklarla ilişki kurma, suçluluk duygusu, özür dileme temaları belirgin hale gelirken sonraki bölümlerde aşk, yalnızlık, hayal kırıklığı, şaşkınlık gibi bireysel ve duygusal izlekler yoğunlaşıyor.

Bu yapısal düzenleme, kitabı tekdüze şiirler toplamı olmaktan çıkarıp bir çeşit içsel yolculuğa dönüştürüyor. Okur, her bölümde farklı titreşimlerle karşılaşıyor ama bu da zaman zaman süreklilik / geçiş zorluklarını beraberinde getiriyor. Bu kısma yazının ilerleyen bölümlerinde tekrar değineceğiz.

KİTABIN GÜÇLÜ YANLARI

Duygu yoğunluğu ve samimiyet

Tatar, şiirlerinde “konuşur” dile yakın bir ton kullanıyor; okura doğrudan sesleniyor, sorguluyor, içsel dünyasını açıyor. Bu samimiyet, şiirleri kuru bir estetik deneyim olmaktan çıkarıyor, yaşanmışlığı hissettiriyor.

Küçük imgelerden büyük anlamlara uzanma

Böcekler, kertenkeleler, yalnız gezgin, eski aşklar gibi imgeler, gündelik olandan kopmadan metaforik anlam katmanlarıyla donatılıyor. Bu, okuyucunun metne “kendi duygularını getirmesine” olanak sağlıyor.

İçsel gerilim ve tutarsızlıkları barındırma

Bir şiir kitabı okurken “hüzün” ya da “kopukluk” hissetmek kaçınılmaz olabilir. Tatar bu gerilimi tamamen ortadan kaldırmıyor, aksine bazen görmemezlikten gelen ya da bastırılmış duygu kırılmalarını açık bırakıyor. Bu tarz tercihler, şiirin “canlılığını” koruyor.

Dil ve söyleyiş çeşitliliği

Kitap boyunca bazı şiirlerde yalın ve sade bir söyleyiş tercih edilirken (özellikle küçük imgeler kullanılan şiirlerde), bazı parçalarda daha yoğun, metafor yüklü, düşünsel söyleyişlere rastlanıyor. Bu çeşitlilik, kitabın monotonlaşmasını engelliyor.

KİTABIN ZAYIF YANLARI

Geçiş sorunları & deseni koruma zorluğu

Beş bölüm arasında ton ve düşe kalka gidişler var. Okuyucu kimi zaman bir bölümde hissettiği atmosfere adapte olurken bir sonraki şiirde “yeniden ısınmak” zorunda kalabiliyor. Bu, kitap bütünlüğü açısından bazen parçalanma hissi yaratabiliyor.

Bazen sembolizm fazla örtülü kalıyor

Tatar’ın imgeleri zaman zaman öyle katmanlı ki, okur için dilbilimsel “çözümleme” gereksinimi doğuruyor. Bu çabayı seven okuyucu için avantaj olabilir ama daha “doğrudan” okumayı sevenler için arada erişilmez bir mesafe hissi doğurabiliyor.

Bazı tekrarlar / söylem eğilimleri

Kelimeler, imgeler ya da temalar arasında yinelenmeler gözleniyor. Örneğin “yol”, “kayıp”, “özlem” gibi kavramlar kimi şiirlerde benzer açılarla yeniden ele alınıyor. Bu, özellikle eserin sonlarına doğru okuru “yenilik arayışı” yakalama çabasına itiyor.

TOPARLAYACAK OLURSAK

“Kertenkeleler Ölmeye Mahkûmdur”, Uğur Tatar’ın şiirde olgunlaşma sürecinin hem deneysel hem de içsel bir durağı olarak okunabilir. Şair, önceki kitaplarında yakaladığı “kısa formun” (haiku) yoğunluğunu, bu kez daha geniş bir solukta sürdürmeye çalışıyor. Bu geçiş, hem özgürlük hem de dağınıklık getiriyor. Sözcüklerin anlamı genişliyor ama biçimsel çerçeve gevşiyor. Yine de Tatar’ın şiirinde dikkat çeken en belirgin özellik, “küçük” olandaki büyüyü arama ısrarı. Böcekler, kertenkeleler, yol kenarındaki taşlar ya da unutulmuş eşyalar onun dizelerinde adeta ruh kazanıyor; yaşamın değersiz sayılan kırıntılarına birer anlam yükleniyor.

Şairin dünyası “büyük temalar”dan çok, gündeliğin sessiz mucizeleri üzerine kuruludur. Bu yönüyle Tatar, modern şiirde sık rastlanan melankolik kayıtsızlıktan farklı olarak, varlığın sıradan yüzeyinde bir şiirsellik arar. “Kertenkeleler Ölmeye Mahkûmdur” derken bile bir kaderin değil, bir farkındalığın sesini duyarız; Yaşam, ölüme rağmen sürer hatta belki onunla anlam kazanır.

Eserdeki şiirler zaman zaman bir iç monolog, zaman zaman doğayla yapılan bir anlaşma gibidir. Dili sade ama imgesel olarak yoğundur. Anlatımda iç döküşle felsefî düşünce arasında gidip gelen bir ritim vardır. Şairin sesinde ne tamamen bir “romantik” lirizm ne de soğuk bir modernizm duyulur; ikisinin sınırında, kırılgan ama dirençli bir ses belirir.

Tatar, kitabıyla bir tür varoluş güncesi sunar okura. Bu güncede insanın doğayla, geçmişle ve kendisiyle hesaplaşması vardır. Her dize biraz pişmanlık, biraz merak, biraz da yaşamın acı tatlı kabullenişiyle örülüdür. Şiirlerdeki doğa unsurları yalnızca dışsal bir süs değil, insanın iç coğrafyasına açılan birer pencere gibidir.

Tüm bu yönleriyle “Kertenkeleler Ölmeye Mahkûmdur” hem biçimsel olarak olgunlaşan hem de tematik olarak derinleşen bir şiir kitabı. Bazı şiirlerdeki dağınıklık ve geçiş tutarsızlıkları, kitabın içtenliğini zedelemiyor, aksine onun “yoldaki” halini, yani şairin kendini arayış sürecini görünür kılıyor. Uğur Tatar’ın dili, okuru bazen bir kertenkele gibi duvarın sıcak yüzeyine bırakıyor, bazen de kendi içsel sessizliğinin yankısında dolaştırıyor.

Sonuçta, bu kitap yaşamın kırılgan yanlarına dokunmaktan korkmayan, kusurlarıyla da sahici kalabilen bir şiir toplamı. “Ölmeye mahkûm” olan kertenkele aslında her birimizin içindeki kısa ömürlü sezgi, geçici güzellik ve kaybolan masumiyetin simgesi. Uğur Tatar, bu şiirlerle bize şunu hatırlatıyor:

“Bazı varlıklar ölmek için değil, fark edilmek için vardır.”

Yazar: Ayşenur Demirci

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir