Batan gemiler, kaybolan mürettebatlar ve sönen ocaklar… Filmimiz işte bu şekilde başlıyor.

1950’lerin Japonyası’nda, hala İkinci Dünya Savaşı’nın etkilerini taşıyan ve toparlanmaya çalışan bir halkla karşılaşıyoruz. Film, böyle bir atmosferde Japonya’nın güney kesimlerinde bir gemiyle başlıyor. Gemi kısa bir süre sonra alev alıp batıyor. İlerleyen dakikalarda, bu geminin bu şekilde batan ilk gemi olmadığını ve son da olmayacağını anlıyoruz.

Birçok geminin aniden yanıp batması, Japonya’nın çevresindeki adalarındaki evlerin yıkılması ve anormal fırtınaların çıkması üzerine, ana karakterimiz Dr. Yamane bir araştırma ekibi toplar. Ekip, Japonya yakınlarındaki Odo Adası’na gidince, burada ölçülen yoğun radyasyon seviyesi, devasa ayak izleri ve adadaki yerel halkın anlattığı efsanelerden bütün bu felaketlerin sebebinin Godzilla olduğu anlaşılır. Okyanusun derinliklerindeki uykusundan bir şekilde uyanan Godzilla, insanlara saldırmaya başlar.

Atom Bombasının Vücut Bulmuş Hâli

Godzilla adlı devasa yaratık, filmde insanları ve şehirleri yakıp yıkıp yok eden, geçmiş zamanlardan kalma bir canlı olarak tasvir edilir. Godzilla’nın atom bombası patlamaları yüzünden uyanması ve etrafına radyasyon yayması, filmin en önemli unsurlarından biridir. Çünkü film, aslında kimi sahnelerde alttan alta, kimilerinde ise doğrudan doğruya bir savaş propagandası yapmaktadır.

Zaten İkinci Dünya Savaşı’ndan sadece birkaç yıl sonra çekilen filmde, “radyasyon”, “atom bombası”, “sığınak” ve “tahliye” gibi birçok kelimeye yer verilmiştir. Filmin yapımcısı Tomoyuki Tanaka’nın “Filmin teması, başından beri, bombanın dehşetiydi. İnsanlık bombayı yaratmıştı ve şimdi doğa insanlıktan intikam alacaktı.” sözleri de bu durumu desteklemektedir. Yönetmen Ishiro Honda’nın “Godzilla bir dinozor veya başka bir hayvan olsaydı, tek bir gülleyle öldürülürdü. Ama bir atom bombasına eşit olsaydı, ne yapacağımızı bilemezdik. Bu yüzden, bir atom bombasının özelliklerini aldım ve bunları Godzilla’ya uyguladım.” sözleri ise Godzilla’nın atom bombasının vücut bulmuş hâli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Sinematografik Bir Başyapıt

Godzilla (1954), hem IMDb’de 7.6’lık etkileyici bir puan alarak hem de Rotten Tomatoes’ta %94 gibi yüksek bir skorla bilim kurgu sinemasının en başarılı yapımlarından biri olarak yerini sağlamlaştırmıştır. Görsel efektler ve sinema hileleri, dönemin şartlarına göre oldukça iyi kullanılmıştır. Filmin müziklerini yapan Akira Ifukube’nin akılda kalıcı ve filmin duygusunu iyi bir şekilde yansıtan müzikleri; izleyiciye hem nostaljik, hem dramatik hem de aksiyon dolu bir deneyim sunar.

Bu filmi diğer canavar ve yaratık filmlerinden ayıran en önemli etken kuşkusuz savaş ve dram temasıdır. Yaratık ve istila konulu filmleri sevmeyen bir izleyicinin bile bu filmi beğenebileceğini düşünüyorum.

Yazar: Ali Umut Tatar