Catwoman / Kedi Kadın (2004)
Yazar Bill Finger ve çizer Bob Kane ikilisinin yarattığı Gotham City’nin yegâne koruyucu Batman ve bir anti-kahraman mı yoksa bir süper-kötü mü olduğu kesin çizgilerle belli olmayan Catwoman arasında ilginç bir ilişki vardır her zaman. Aşk ve nefret arasında gelgitler yaşayan bu tuhaf ilişki genellikle yarasa ve kedinin birbirlerine düşman olmaları ile sonuçlanır. Ama Catwoman’ı tam anlamıyla Batman’in baş düşmanı olarak nitelendirmek de doğru olmaz sanırım.
Kim bu Kedi Kadın?
Bill Finger ve Bob Kane’nin, Kane’in kuzeni Ruth Steel ve 30’lu yılların ünlü film yıldızı Jean Harlow’dan esinlenerek yarattıkları Catwoman, ilk olarak 1940 yılında yayınlanan “Batman #1” çizgi romanında göründü. O zamanlar “The Cat” ismiyle tanınan bu femme fatale karakter, eli kırbaçlı sıradan bir hırsızdı. Karakterin sinemada ki ilk yolculuğu ise, bildiğiniz üzere Tim Burton’ın “Batman Returns / Batman Dönüyor (1992)” filmiydi. Michelle Pfeiffer’ın adeta ete kemiğe büründürdüğü Catwoman’ı, yapımcılar birde Batman’den bağımsız olarak görmek istediklerinden olsa gerek 2004 yılında Halle Berry’li farklı bir Catwoman ile karşımıza çıktılar.
Kutsal Kedi Seni Seçti!
İsterseniz yeni Catwoman’ın hikâyesini şöyle bir hatırlayalım. Duygusal, utangaç ve pek dostu olmayan Patience Philips sanatçılık hayalleri kurarken, hayat onu Hedare Beauty isimli dünyaca ünlü kozmetik firmasının reklam tasarımcısı olmaya iter. Piyasaya sürülmesine günler kalan, yaşlanmayı önleyen bir krem için yaptığı reklam tasarımı beğenilmeyince işini kaybetme tehlikesi ile yüz yüze gelen Patience, zorda olsa patronu George Hedare’dan gece yarısına kadar ikinci bir şans alır. Fakat yaptığı ikinci tasarımı teslim etmeye gittiği sırada, piyasaya sürülecek olan bu yeni krem ile ilgili bilmemesi gereken büyük sırrı öğrendiği için öldürülür. Daha sonra ise kutsal bir kedi tarafından tekrar diriltilir ve intikam için geri döner…
Umut Vaat Eden Ekibin Kediler ile İmtihanı
“Vidocq (2001)” filminin yönetmeni Pitof lakaplı Jean-Christophe Comar’ın Catwoman’ın yönetmenliğini üstlenmesi ve “The Game / Oyun (1997)” filminin iki senaristi Michael Ferris ve John D. Brancato’nın senaryoyu kaleme alması, kâğıt üzerinde iştah açıcı sinyaller veriyor olabilir. Ancak pratikte işlerin hiç umulduğu gibi gitmediği aşikâr! Göz alıcı görsel efektler ve doyurucu bir senaryo yerine aşırı –ve oldukça başarısız- görsellik altında ezilen bayat bir senaryo var karşımızda.
Filmin öyküsünde de parmağı olan Michael Ferris ve John D. Brancato ikilisinin yedinci sanata armağan ettikleri The Game filmini şöyle bir kenara koyarsak, kariyerlerinde bir türlü dikiş tutturamamış bu ayrılmaz ikili Catwoman ile adeta yerin dibine giriyor. Filmde elle tutulur nitelikli bir kötü adam olmaması başlı başına bir sorunken, sürpriz diye bize sunulan şeylerin daha filmin başından belli olması, aşk hikâyesinin fazlasıyla yüzeysel olmasına rağmen gerektiğinden çok yer kaplaması, iyi işlenmediği için karton olmaktan öteye gidemeyen karakterler senaryonun en büyük sorunlarından bazıları. Zannediyorum ki senaristler hikâyeye getirecekleri yeniliklere o kadar kafa yormuşlar ki senaryo üzerinde yeterince çalış(a)mamışlar.
“Delicatessen / Şarküteri (1991)”, “Alien: Resurrection / Yaratık: Diriliş (1997)”, “Joan of Arc (1999)” gibi filmlerin özel efektlerinde çalışan Pitof’un, çizgi roman estetiğindeki ilk filmi Vidocq’un ardından Catwoman gibi bir filmin yönetmenliğini üstlenmesi büyük talihsizlik bana kalırsa. Görsel efekt konusunda oldukça başarılı olan Pitof’un bu filmde bilgisayar oyunlarından fırlamış aksiyon sahneleri ile son derece başarısız olması ise oldukça şaşırtıcı. Belki de yönetmen en büyük hatası sırtını tamamen özel efektlere dayamış olmasıdır, kim bilir. Ayrıca yönetmenin Batman Returns filmindeki Catwoman’a yaptığı bazı göndermeler ister istemez bizi bir kıyaslamaya itiyor ve kendimizi Tim Burton’ın büyük ustalıkla işlediği Catwoman karakterini mumla ararken buluyoruz.
Yeni bir İsim, Yeni bir Hikâye
Catwoman’ın hikâyesinde bir sürü değişiklik ve yenilik söz konusu. Öncelikle film Gotham City’de geçmiyor ve Gotham’da rastlayabileceğimiz herhangi bir kötü adam -ya da süper kahraman- bu filmde ne yazık ki mevcut değil.
Catwoman’ın Selina olarak bildiğimiz ismi de “sabır” anlamına gelen Patience ismi ile değiştirilmiş. Yenilikler elbette bunlarla sınırlı değil. Kedi Kadınların, Mısırlı Mau adı verilen kutsal tapınak kedileri tarafından seçilmiş kişiler oldukları da hikâyeye eklenen yeniliklerden ve bunun eski Mısır Tanrıçası Bastet’le bağdaştırılmış olması belki de senaryonun başarılı olduğu tek unsur. Bunu anlatan giriş jeneriği de hiç fena değil. Catwoman’ın bu filmde bir kötü olmayıp süper kahraman gibi davranmaya çalışması ise bence hikâyede yapılan en rahatsız edici değişiklik.
Halle Berry’in Talihsizlikleri
“Die Another Day / Başka Gün Öl (2002)” filminin çekimlerinde gözünden yaralanan, “Gothika (2003)” filminin setinde kolu kırılan Halle Berry, talihsiz bir kazayı Catwoman’da da yaşamıştı hatırlarsanız. Sette bulunan bir ışık cihazının kafasına düşmesi sonucu çekimlere iki gün ara vermesi bence filmi çekmemesi yönündeki ilahi bir işaretti!
X-Men filmlerinde hayat verdiği Storm karakteri ile süper kahramanları oynamakta tecrübe kazanan Oscar’lı aktrisin bu filmde çizdiği kedi kadın portresi tek kelime ile rezalet! Aldığı Razzie ödülü ile de bunu taçlandırmıştı zaten. Keşke Halle Berry yerine projenin başından beri Catwoman için ismi geçen Ashley Judd bu filmde olsaydı, o zaman daha farklı bir Catwoman izleyebilirdik belki.
Ayrıca Halle Berry’yi Michelle Pfeiffer ile kıyaslamak isterdim ancak böyle bir şey mümkün değil! Zira Michelle Pfeiffer’ın rolüne tam anlamıyla adapte olduğu, inandırıcılığı gibi çekiciliğini hiç kaybetmediği ve mimiklerini de harika kullandığı Catwoman performansı ile Halle Berry’in ilkokul çocuklarından ödünç aldığı tuhaf kedi mimikleri, özel efektler karşısında ezilen yavan performansı ve kedi-gibi-hareketler(!) yaparken seksi olmaya çalışmasını kıyaslamak pek mümkün gözükmüyor.
Diğer Oyuncular
TV dizilerinde görmeye alışık olduğumuz Benjamin Bratt senaryoda altı iyi çizilemeyen rolüne bir türlü ısınamadığından olsa gerek Catwoman’ın aşkı Tom Lone isimli polis rolünde pek başarılı olamıyor.
Kötü adam boşluğunun doldurulmaya çalışıldığı, dev kozmetik şirketinin sahipleri Laurel ve George Hedare için yapılan oyuncu tercihleri ise yerinde. Laurel rolü için Sharon Stone gerçekten de biçilmiş kaftan. 40 yaşına yaklaşırken rol aldığı bu filmde 40’ına geldiği için bir kenara atılan süper modeli canlandırması da hayli ironik.
“Matrix Reloaded (2003)”, “Matrix Revolutions (2003)”, “Sahara (2005)”, “Babylon A.D. / Babil M.S. (2008)” gibi filmlerden hatırlayacağımız Lambert Wilson’da kısa rolüne rağmen George Hedare ile tipik bir kötü patronu hakkıyla canlandırmayı başarıyor. Ama daha öncede söylediğim gibi Catwoman dâhil hiçbir karakterin derinlemesine işlenmemiş olması senaryonun en büyük sorunu!
Sözün Özü
Uzun lafın kısası, Catwoman birkaç dâhiyane(!) fikir dışında olmak istediği hiçbir şey olamayan bir film! Ayrıca daha önce Batman Returns’te layıkıyla işlenmiş bir karakteri mahvetmesi de cabası. Bu arada unutmadan o kostümde neyin nesiydi öyle!