Sinema ve TV’de Renk – Levent Öztürk (Kitap Tanıtımı)
Çoğu zaman film çekmeyi öğrenmenin en iyi yolunun “film çekmek” olduğu söylenir. Ama hiçbir şey bilmeden, elinize kamerayı alıp kendinizi köyün delisi gibi meydana atmanızın pek parlak sonuçlar vermeyeceği de ortadadır. Bana kalırsa bir sanatı öğrenmenin en iyi yolu, bir ustanın rahleitedrisinden geçmektir. Sadece “yaratıcı” yönüyle değil teknik kısmıyla da öne çıkan sinema sanatının, usta-çırak ilişkisinden mahrum olduğunu düşünmek ise doğru olmayacaktır. Elbette ki herkesin bir ustaya “çırak” olma ayrıcalığına sahip olması mümkün değildir. İşte bu noktada da bir usta kadar etkili ve öğretici bir aracın, yani kitapların önemi ortaya çıkar. Takdir edersiniz ki derdi olan ve iyi yazılmış her kitap, sadece bir kitap değil aynı zamanda bir öğretmendir… Boğaziçi Yayınları tarafından yayımlanan, Levent Öztürk’ün yazdığı “Sinema ve TV’de Renk”, daha önce ülkemizde yapılmamış kıymetli bir iş olmasının yanı sıra, sadece renkçi adaylarına değil sinemaya ilgi duyan, sinema sektöründe çalışmak isteyen ve hatta bu sektörde çalışan insanlara rehber olacak, tabiri caizse “usta” gibi bir kitap.
Levent Öztürk kimdir?
Renkçileri bir araya getirerek mesleği ilerletmeye çalışan, Amerika merkezli uluslararası bir topluluk olarak öne çıkan Colorist Society International (CSI) üyesi olan Levent Öztürk, bir renk uzmanı olarak “Yunus Emre: Aşkın Sesi” (2014), “Somuncu Baba: Aşkın Sırrı” (2016), “Dünya Hali” (2018) ve “Bana Bir Soygun Yaz 2” (2018) gibi sinema filmlerine katkıda bulunmasının yanı sıra, müzik ve reklam sektöründe yaptığı renk düzenlemeleri ile de kendini ispatlamış bir isim. Ayrıca dünya çapında renk düzenleme hizmetleri sunan Soft Light Color Grading Service’nin kurucusu olan Öztürk’ün, bu mesleğin sadece “uygulama” kısmıyla ilgilenmediğini de özellikle belirtmeliyiz. Zira Öztürk, renk düzenleme hakkında verdiği eğitimler ve bu konuda yazdığı makaleler ile renkçi adaylarına yol gösteren biri olarak da dikkat çekiyor. Kendisinin blog yazılarından dergi yazılarına evrilen makaleleri, alanında bir ilk olan bu kitabın tohumlarını atmış diyebiliriz. Üç kitaptan oluşacak şekilde tasarlanan bir serinin ilk adımı olan “Sinema ve TV’de Renk”, aslında dijital sinematografi ve renk düzenleme üzerine yazılmış kapsamlı bir sözlük. Ama bu kitaba sadece bir sözlük demek de inanın haksızlık olur. Terimlerle ilgili “ipucu” ve “kılavuz” niteliğindeki yazılar ile yetinmeyip hem bilgiyi daha iyi özümsememizi sağlayan hem de bilgimize bilgi katan görsel ve tablolarla desteklenen kitap, aynı zamanda bir başvuru kaynağı olma özelliğini taşıyor.
Sinemada Renk Üzerine
Levent Öztürk’ün “Sinema ve TV’de Renk” kitabından önce, ülkemizde sinemada renk konusunda yazılmış tek kitap Mustafa Sözen’in 2003 yılında basılan “Sinemada Renk” kitabıydı. Ama bu kitap, ilk bölümünde rengin yapısı, doğası ve işlevleri üzerine bilgiler verse de geri kalan kısmında renklerin sembolik anlamlarını, insan psikolojisi üzerindeki etkilerini ve estetik anlamda sinemada kullanımlarını mercek altına alıyordu. Bu bağlamda baktığımızda “Sinema ve TV’de Renk” için ülkemizde alanında yazılmış ilk ve tek kitap diyebiliriz. Zira Öztürk’ün kitabı, rengin doğası ile ilgili bilgiler verse de sinemada renk konusuna “teknik” bir gözle bakıyor. Sizi mesleğin terminolojisine aşina kılan zengin bir sözlük vazifesi görmekle kalmıyor, renk düzenleme konusunda Türkçe olarak ulaşamayacağınız neredeyse tüm bilgileri de bünyesinde barındırıyor. Yıllardır bu sektörlerde çalışan Öztürk’ün bilgi birikimini her bir terimde görmeniz mümkün. Bunu size sadece bir açıklama sunmakla kalmamasından rahatlıkla anlıyorsunuz. Kendisi zaten anlaşılır bir dille kaleme aldığı açıklamaları, hem daha kolay bir şekilde zihnimize kazımamızı sağlayacak örneklerle besliyor hem de ancak sinema atölyelerinde, setlerde, kurgu ve renk masalarında öğrenebileceğimiz bilgiler ile geliştiriyor. Üstelik her bir terimin türkçe karşılığını da karşısına eklemeyi ihmal etmiyor.
A’dan Z’ye Rengârenk
Sinemada renk kullanımının anlam yaratmak, seyirciyi yönlendirmek, atmosferi güçlendirmek gibi bir sürü sebebi olabilir. Ama rengin kullanım sebeplerinden biri de görüntü estetiğine inkar edilemez katkısıdır. Bu pekala kitaplar için de geçerlidir. Renk üzerine yazılmış bir kitabın renklerden muaf olması içerik anlamında ondan bir şey götürmez ama görsel anlamda gücünü zayıflatacağı da muhakkaktır. Bunun farkında olan Levent Öztürk kitaptaki terimleri, türkçe karşılıklarını ve bölüm sayfalarını bilinçli tercih edilmiş renklerle tanımlarken, kitabın içini de rengarenk fotoğraf ve şekiller ile beziyor. Bilgilerin kalıcılığına yaptığı katkı konusunda bir avantaj olan bu özellik, okurun dikkatini geç kaybetmesini sağlaması yönünden de artı bir durum olarak değerlendirilebilir. Ama kitabın sadece renkleri kullanma konusunda değil; aranılan bilgiye hızlı ulaşım sağlayan, kolay okunan, göz yormayan ve metin ile görsel dengesini iyi ayarlayan yapısıyla mizanpaj konusunda da oldukça başarılı olduğunun altını çizmemiz gerekiyor.
Sinemaseverlerin Kitaplığında Olması Gereken Bir Kitap
Bu kitabın spesifik olarak “renk” konusunu masaya yatırması ve özellikle renkçi adaylarını düşünerek yazılması sizi yanılgıya düşürmesin. Sinema ile bir şekilde bağı olan herkesin kitaplığında olması gereken bir kitap bu. Başından sonuna doğru sırayla da okuyabilirsiniz, konuyla ilgili merak ettiğiniz bir terim olunca da başvurabilirsiniz. Hâsılı her iki şekilde de okuyucunun ufkunu açan bir okuma deneyimi sunan “Sinema ve TV’de Renk”, yapım öncesi ve sonrasında görüntüye etki eden teknik hususlarla ilgili ihtiyacınız olan temeli inşa edecek benzersiz bir çabanın ürünü. Umut ediyoruz, Levent Öztürk en kısa sürede serinin diğer kitaplarını da kaleme alıp biz sinemaseverlerle buluşturur.
Son olarak, bana bu kitabı hediye eden Boğaziçi Yayınları’na teşekkür ediyorum.