Mutluyuz (2023)
Yılmaz Erdoğan’ın ilk defa 2008 yılında TV dünyasına kazandırdığı “Çok Güzel Hareketler Bunlar” ile hayatımıza giren İbrahim Büyükak, hiç şüphe yok ki artık komedi sinemamızda adı mutlaka anılması gereken bir isim. Üçüncü kez yönetmen koltuğuna oturduğu “Mutluyuz” (2023) ise deyim yerindeyse “ölümüne kanka” olan bir erkek ve bir kadının aralarında filizlenen aşkı komedi sosuna bulanmış bir şekilde anlatıyor. Ama bunu yaparken ilişkiler üzerine ettiği ciddi kelamların altını etkili bir şekilde çizmeyi de başarıyor. Yine de eksikliklerle dolu hikâyesi, üzerinde durulmamış karakterleri ve oradan oraya savrulan olay örgüsü ile şimdiye kadar ki en zayıf İbrahim Büyükak senaryosuyla karşı karşıya olduğumuzu da mutlaka söylememiz gerekiyor.
Büyükak’ın Durdurulamaz Yükselişi
Başlangıçta BKM Mutfak Oyuncuları’nın isimsiz bir neferi olan İbrahim Büyükak’ın kendine has oyunculuğu, zamanla diğerlerinden ayrılmayı başarmasına ve program bittiğinde ufak çaplı bir ün elde etmesine sebep olmuştu. Senaryosunu yazdığı ilk film olan “Küçük Esnaf” (2016) ile yazarlık konusundaki maharetlerini görücüye çıkaran İbrahim Büyükak, sadece komik bir oyuncu olmadığını bu filmle apaçık bir şekilde söylüyor ve iyi bir komedi yazarı olduğunun sinyallerini veriyordu.
Ama şüphesiz rüşdünü ispatlayan ve artık İbrahim Büyükak imzalı senaryoları sabırsızlıkla beklememize yol açan film, “Yol Arkadaşım” (2017) olacaktı. Oğuzhan Koç ile müthiş bir ikili olduklarını herkese gösterdikleri bu film, derinlikleri ihmal edilmeyen eğlenceli karakterleri ile göz dolduran ve beklemediğimiz anda gelen unutulmaz espriler ile bizi kahkahalara boğan oldukça başarılı bir komedi filmiydi.
İbrahim Büyükak’ın “Küçük Esnaf” ve “Yol Arkadaşım” filmlerinin yönetmen koltuğuna oturan Bedran Güzel ile birliktelikleri “Yol Arkadaşım 2” (2018) ve “Bayii Toplantısı” (2020) ile de devam etti. Türk sinema tarihinde ayrılmaz senarist-yönetmen ikililerine verilecek bir örnek olma yolunda emin adımlar atarlarken İbrahim Büyükak’ın Exxen platformuna çektiği “İlginç Bazı Olaylar” (2021) dizisi ile her şey değişti. Bu diziyle hem yazıp hem de yönetmenin tadını ilk kez alan İbrahim Büyükak, daha sonra Disney+ için çektiği “Özür Dilerim” (2023) filmi ile yönetmenlik konusunda iyice güven kazandı kazanmasına ama hem yazıp hem oynayıp hem de yönetmenin yükünün altından kalkabildiğini söylemek biraz güç.
Şimdiye kadar adınızı andığımız her filmde İbrahim Büyükak’ın bize ilginç karakterler ve güzel espriler hediye ettiğini kabul etmemiz gerekiyor. Ama onun her yeni film senaryosunda yeni dersler çıkarıp daha iyi yazılmış bir öykü, daha derin karakterler ve daha etkileyici bir olay örgüsü ile yükselen bir grafik çizdiğini söylersek de pek doğru söylemiş olmayız. “Yol Arkadaşım 2” ve “Bayii Toplantısı” filmlerinde hayal kırıklığına uğramasak da temcit pilavı gibi önümüze koyulan tekrarları hissetmiyor değildik.
Tutarlılık konusunda oldukça dengesiz bir tablo çizen İbrahim Büyükak’ın yönetmen koltuğuna oturduğu “İlginç Bazı Olaylar” ile başlayan ciddi anlamdaki düşüşü ise sonraki her filmle daha da dibe olmak üzere devam etti. İşte şimdi de “Mutluyuz” ile karşımızda!
Kankalık Mertebesinden Evlilik Kerevetine
“Küçük Esnaf” ile güzel bir başlangıç yapıp “Yol Arkadaşım” ile zirveye yönelen İbrahim Büyükak’ın senaryolarını belli bir formül etrafında geliştirdiğini ve gücünü basitliğinden alan hikâyeleri kaleme alırken klişe olanı modern espriler ile zenginleştirmeyi bildiğini söyleyebiliriz. Ama “Yol Arkadaşım”ın devamı ile birlikte aldığımız yeni tatlar azalmaya başladı ve perdede alışık olduğumuz şeyleri görmeye başladık. Bu durum İbrahim Büyükak’ın yönetmen koltuğuna oturması ile daha belirginleşmeye başladı. Daha fazla özgürlük hissinin pek de olumlu sonuçlar doğurmadığını “Mutluyuz”da alenen görüyoruz.
Henüz filmin başında esprileri hızlıca verebilmek, bir an önce eğlenceli kısımlara gelebilmek için fazlasıyla acele edildiğini hissediyoruz. Giriş kısmında seyirci için önemli olan şeyleri umursamayan, birçok şeyi oldubittiye getiren İbrahim Büyükak, başkarakterlerimizin geçmişlerine dair en ufak bir ipucu vermezken onların sevgilileri ile ilişkilerinin kötü gidişatına dair bir şey söylemeye de çabalamıyor. Elbette girizgâhların uzun tutulması seyirciyi sıkacaktır ama hiçbir bilgi vermeden bir bilinmezlik denizine atılmamızın da filme yabancılaşmamıza sebep olduğu ortadadır.
Başkarakterlerimizin hem birbirleriyle hem de sevgilileri ile nasıl tanıştıkları, nasıl anlaştıkları ve neler yaptıkları gibi meseleler onları tanımamız için çok elzem cevaplar barındırıyor. Bunlar cevaplanmadığı için daha filmin başında sevgilileri tarafından aldatıldıktan sonra, senelerce birbirlerini dost olarak gören başkarakterlerimizin arasında gelişen ani aşk ateşine bir anlam veremiyoruz. Filmin temelini oluşturan bu durumu özümseyemediğimiz için de filmin gidişatı bize hiçbir şekilde ikna edici gelmiyor.
Onlar Daha Mutlular
Bu noktada şunu söylemekte fayda var, bir komedi filmi sadece espiriler üzerine inşa edilemez. Karakterleri, hikâyeyi ve olay örgüsünü yok saydığınızda, film komik olsa ve hatta sizi katıla katıla güldürse bile ortaya ya tahammülü zor bir sonuç çıkar ya da film bittikten sonra memnuniyetsizlik hissiyle birlikte izlenenleri hafızadan bertaraf etme süreci başlar. Maalesef “Mutluyuz”da iki durum da geçerli. Filmin dünyasındakiler mutlu ama seyirci olarak biz buna bir türlü ikna olmuyoruz. Ya da başka bir şekilde söylememiz gerekirse, onlar mutlu ama biz değiliz!
Aslında İbrahim Büyükak, tıpkı “Yol Arkadaşım”da olduğu gibi kendi oyunculuğuna çok uygun bir partner seçimi yapıyor. “Jet Sosyete” (2018-2020) ile umut vaat eden bir komedi oyuncusu olduğunu gösteren Yasemin Sakallıoğlu, bu filmde de Aslı karakteri ile iyi bir performans sergiliyor. Öyle ki çoğu zaman filmin dinamosu görevini görüp tavsayan anlara enerji katıyor. Ama senaryoda vurgulanmayan bu katmansız karakterin sadece oyuncunun yetenekleri ile akıllara kazınması ya da filmi başarıya götürmesi pek mümkün değil. Aynı durum İbrahim Büyükak’ın canlandırdığı Ferhat karakteri için de geçerli. Sözüm ona başkarakterlerimizden biri olan Ferhat, aynı özensizlikten nasibini alıp derinliği umursanmadan senaryonun başköşesine yerleştirildiği için bu karaktere sadece yeri geldiğinde gülmekle yetiniyoruz.
Başkarakterler bu denli umursanmamışken diğer karakterlerin umursanmasını bekleyemeyiz elbette. Aslı ve Ferhat’ın mutluluk yarıştırdıkları çift, kâğıt üzerinde çok önemli bir göreve sahip olsalar da kullanılış biçimleri bakımından hayal kırıklığına uğratıyorlar. Bir anlamda filmin antagonistleri olan bu çift, çok keyfi bir şekilde filmin iskeletine dâhil edildiği için ne protagonistlerimize gerçek anlamda bir engel teşkil ediyor, ne de hikâyeye doğru düzgün bir şekilde hizmet ediyor. Diğer karakterler için ise durum daha vahim. Hikâye ilerlesin, görselleştirilen dünya daha inandırıcı olsun diye hikâyede az veya çok kendine yer bulan karakterler, ancak bir dekor kadar önem arz ediyorlar.
Mutlu Olmak ya da Olmamak
Şu konuda yanlış anlaşılmak istemiyorum, “Mutluyuz” her şeye rağmen komik bir film. Kaliteli espiriler ile bezeli filmde, eğlenceli sahneler de bolca kendine yer buluyor. Ama komik sahneler hikayeye entegre olacak şekilde değil de hikayeyi bölecek şekilde yazıldığı için hikaye devam ettiğinde kendimizi adeta boşlukta buluyoruz. Daha doğrusu hikâye devam etmeye çalıştığında desek yeridir. Zira ite kaka ilerleyen filmde sahneler birbirine iyi bağlanmadığı gibi geçişler de özensizce yapılıyor.
İbrahim Büyükak, yönetmen olmanın avantajını kullanarak istediği gibi at koşturuyor ve “daha az mekan, daha az insan ve daha çok espiri” formülü ile dramatik anlatımdan uzaklaşarak skeç mantığında bir iş ortaya koyuyor. Klişe olaylar farklı bir bakış açısı ile birbirine bağlanırken sıradan ama çok sıradan bir öyküyü kurtarmaya yetmiyor. İbrahim Büyükak’ın yönetmenliğinden önceki filmlerini mumla değil meşale ile aratan “Mutluyuz”, komik olmasına komik olsa da bizi mutlu etmeye yetmiyor.