TURİST ÖMER Derler Benim Adıma

TURİST ÖMER Derler Benim Adıma

Nasreddin Hoca, Meddah, Karagöz oyunları, orta oyunu gibi halk güldürü sanatının yoğun olduğu Türk kültüründe sinemanın bu türden etkilenmemesi düşünülemezdi. Güldürü, her zaman için Yeşilçam’ın baskın film türlerinden birisi olmuştur. 70’ler ise Türk Güldürü türünün altın çağıdır. Bu dönem Ertem Eğilmez’in daha doğrusu Arzu Film ekolünün baskın güldürü türü olan “aile güldürüsünün” ortaya çıktığı dönemdir. Ayrıca bu dönem Kemal Sunal, Şener Şen, İlyas Salman, Zeki Alasya, Metin Akpınar gibi güldürü oyuncuları kuşağını yetiştirmiştir. Türk sinemasında 60’lar ve 70’lerin ilk yarısında güldürü bir uyum ve bütünleşme çağrısı olarak kullanılmıştır. Beyazperdenin komik tiplemesinin her zaman “iyi” olması ve çoğunlukla sosyal sınıflar arasında arabuluculuk yapması bu düşünceyi destekler. Tabii bu durum daha çok durum komedisi ve karakter komedisinde gözlenir.

Güldürü, Türkiye’nin sosyal gündelik gerçekliğini tatlılıkla anlatır. Bu anlatım, biçim yönünden bir üslup içerir. Tabii bu üslup belli bir yönetmene ait olmaktan çok Arzu Film çatısı altındaki tüm yönetmenlerin ortak üslup birliğidir. Asıl belirleyici öge, hikâye ve oyunculuktur. Sinemanın yurda ilk giriş yıllarından itibaren görülen komedi denemeleri zamanla anlatım dili açısından daha iyiye gitmiştir. Özellikle 70’lerde bu türde nitelikli filmler üretme çabasına girilmiştir.

Komedi filmleri kültür dokuları ile bezeli tiplemeler ile sunulduğunda izleyici tarafından daha çok benimsenmektedir. Tiyatro sahnelerinde doğan Bican Efendi ve Dümbüllü gibi komedi tiplemeleri Türkiye sinemasının ilk yıllarında beyazperde de seri filmler halinde yer edinmiştir. 60’lar ve 70’lerde ise oluşturulan Cilalı İbo ve Turist Ömer gibi ilk sinema komedi karakterleri ile seri komedi film geleneği sürdürülmüştür.

Turist Ömer Tiplemesinin Doğuşu

Sadri Baba bir gün çalıştığı yapımcıdan parasını almak için yola koyulur. Bir dolmuşa biner. Dolmuşta şoförün hemen arkasına oturur. Tanınmak, kimseyle konuşmak istemez. Ekonomik sıkıntılar çektiği bir dönemdir.  Canı sıkkındır.

Dolmuşa en son kahverengi ekose gömlekli, kendi deyimi ile ‘kırkayak bir delikanlı’ biner. Delikanlı dolmuşa biner binmez Sadri Alışık ile göz göze gelir. “Ooo Sadri Abi ne haber?” der. Sadri Baba, Sadri Alışık olmadığını, delikanlının kendisini benzettiğini söyler. Delikanlı ısrarcıdır, emindir. “Olur mu Sadri baba? Dün akşam bahçe sinemasında filmini izledik icabında. Yeme bizi anadın mı?” şeklinde konuşur. Delikanlı inat ettikçe Sadri Baba da Sadri Alışık olmadığını iddia eder. Bu inatlaşma yolculuk boyunca sürer. Delikanlı sonunda ineceği durağa gelir, dolmuştan iner. En başından beri bütün konuşmaya şahit olan şoför, Sadri Alışık’a dönüp “Beyefendi görüyorsunuz ne münasebetsiz insanlar var. Değilim diyorsunuz ısrarla inat ediyor. Hayır benzete benzete bir artiste benzetti sizi. Bari düzgün bir adama benzetse.” der. Bu diyalog Sadri Alışık’ı gülümsetir.

Sadri Baba bir gün sette en yakın arkadaşı Ayhan Işık’a bu olayı anlatır. Ayhan Işık çekilecek olan Helal Olsun Ali Abi filmi için bir karakter yaratmaları gerektiğini söyler. Bu karakteri yaratırken delikanlıdan esinlenebileceklerini düşünür. Karakter üzerinde çalışmaya başlarlar. Kahverengi eski ekose bir gömlek, topuklarına basılmış kunduralar kolayca uydurulur. Sokak dili edebiyatına uygun diyaloglar yazılır. Fakat Sadri Alışık’a göre eksik bir şeyler vardır. İçine tam olarak sinmemiştir. “Bu adama bir de şapka mı giydirsek?” der. Şapkalar gelir gider ama hiçbiri beğenilmez. En son çare olarak bir inşaat işçisinden iki buçuk liraya bir şapka alınır. Bu şapka Yeşilçam’ın unutulmayacak karakterlerinden Turist Ömer’in “kafasına” tam olur. Sadri Baba düzgün selam veremediği için komutanlarının öfkesini üzerine toplayan askerlik arkadaşını hatırlar. Onun o yampirik selamını da iki buçuk liralık şapkasının ortasına kondurur. Ve Turist Ömer 1963 yılında Helal Olsun Ali Abi filmi ile gönüllere doğru yolculuğa çıkar.

Turist Ömer Serisi

Helal Olsun Ali Abi, Sadri Alışık-Ayhan Işık ikilisini bir araya getiren filmlerden birisidir. Film, bir seri cinayet olayının Komiser Ali tarafından çözülmesini konu alır. Komiser kimliğini saklayan Ali, bir kumarhanede arkadaş olduğu Turist Ömer ile birlikte katilin peşine düşer. Filmin hikâyesi dönemine göre ilgi çekici, merak uyandırıcıdır. Bu filmde ortaya çıkan Turist Ömer karakteri seyirci tarafından sevilir. 

Ana karakter ile aynı isme sahip olan Turist Ömer filmi karakteri betimleyen bir şarkı ile vizyona girer. 1964 yılında seyirci ile buluşan bu filmde karakter üzerine daha çok çalışılmış ve karakter daha ayrıntılı işlenmiştir. Turist Ömer geçici işlerde çalışan, yoksul, umursamaz, yeri geldiğinde babacan, genç ve yoksul bir adamdır. Bir gün bir bankanın promosyon paralarını dağıtma işini alır. Bu iş hayatını değiştirecektir. O esnada bankada yapılan soygun sırasında promosyon paraları ile gerçek paralar karışır. Gerçek paraları Turist Ömer alırken, promosyon paralar soyguncular da kalır. Turist Ömer bu parayla yıllardır elde edemediği hayatı sürmeye başlar. En yakın arkadaşı Rüknettin ile Bedia’yı evlendirir. Kendini denize atacak olan yoksul genç bir kızın hayatını kurtarır, gözlerini açtırır.

Aynı yıl Turist Ömer, Ayşecik ile bir araya gelir. 1964 yılında Ayşecik Çıtı Pıtı Kız filmi vizyona girer. Zeynep Değirmencioğlu’nun yıldızlaştığı yıllardır. Başrollerde Cüneyt Arkın, Hülya Koçyiğit gibi isimlerin olduğu film aile çatışmaları arasında ezilen küçük bir kızın öyküsüdür. Müzikleri, esprileri ile eğlenceli bir filmdir. Ayrıca Turist Ömer filminden tanıdığımız Bedia ve Rüknettin’in aşkları ve atışmaları bu filmde de devam eder.

Yine 1964 yılına ait Ayşecik Cimcime Hanım filmi Ayşecik filmlerinin Turist Ömer’le çekilmiş bir diğer filmidir. Babası gangsterler tarafından öldürülmüş küçük bir kız çocuğunun Turist Ömer’in himayesine sığınma öyküsüdür. Vahi Öz’ün canlandırdığı Rüknettin ve Mualla Sürer’in hayat verdiği Bedia tiplemeleri bu filmde yine yerini almıştır.

Bir yılda çekilen 3 Turist Ömer filminin ardından iki yıl beklenmiştir. İki yılın ardından Turist Ömer yeni filmi için Almanya’ya gitmiştir. 1966 yılında çekilen Turist Ömer Almanya’da filmi Almanya’ya işçi olarak giden Turist Ömer ile Alman kızı Helga’nın öyküsünü anlatır.

Almanya’dan sonra 1969 yılında Turist Ömer Arabistan’da çekilmiştir. Bu film ne yazık ki oyunculuk prodüksiyon ve ses açısından diğer Turist Ömer filmlerinin gerisindedir. Film için bir senaryo yazılmamış, Helal Olsun Ali Abi filminin senaryosu tekrar çekilmiştir. Mısır’a ait görüntüler Arabistan diye gösterilmiştir. Bu filmde de karşımıza çıkan Mualla Sürer bu sefer Kleopatra rolündedir.

Turist Ömer Arabistan’da filminden sonra 1970 yılında Afrika’ya gider. Turist Ömer Yamyamlar Arasında filmi serinin en çok bilinen filmlerindendir. Turist Ömer’in Afrika’da başına gelen olayları anlatan komedi-macera türünde bir filmdir. Turist Ömer bu filmde yine çeşitli işler yaparak geçimini sağlamaya çalışan bir garibandır. Arkadaşı Abuzittin’in kolundaki dövmeden kendisi de yaptırmak ister. Dövmeciye giderken ölmek üzere olan bir adam ile karşılaşır. Adam Turist Ömer’e bir resim verir. Bu resmi dövme olarak koluna yaptırmasını söyler. Resim, mandagözü hazinesinin haritasıdır. Hazinenin peşinde olan kabilenin reisi İstanbul’dadır. Reis ve adamları kolunda haritanın dövmesi olan Turist Ömer’i bulup Afrika’ya götürür. Turist burada yamyamlar tarafından pişirilip yenmekten kurtulmak için Mualla Sürer’in canlandırdığı Beyaz Reis ile evlenmek zorunda kalır.

1971 yılında Turist Ömer’in yolu İspanya’ya düşer. Turist Ömer Boğa Güreşçisi filminde Erol Büyükburç, Feri Cansel ve serinin en başından beri her filmde olan Mualla Sürer oyuncular arasındadır. Filmin konusu şöyledir: İspanya’dan Türkiye’ye gelen genç şarkıcı Rodriguez kaybettiği cüzdanını bulan kişiye İspanya seyahati vadeder. Cüzdanı bizim kahramanımız Turist Ömer bulur. Ödülden haberi olmadığı halde cüzdanı sahibine götürür. Turist Ömer ve Rodriguez birlikte İspanya’ya giderler. Turist Ömer burada istemeyerek bir banka soygununa karışır. Başı polisle derde girer. Kurtulmak için boğa güreşçisi kılığına girince kendini arenada boğalarla başbaşa bulur.

Dokuz filmden oluşan Turist Ömer serisinin sonuncusu Turist Ömer Uzay Yolunda’dır. 1973 yılında vizyona girmiştir. Turist Ömer filmlerinin şüphesiz en ilgi çekici olanıdır. Bu film aslında bir uyarlamadır. Star Trek dizisinin The Man Trap bölümünün beyazperdeye uyarlanmış halidir. Yeşilçam’da bilimkurgu ve fantastik tarzda filmlere çok fazla rastlanmaz. Bunun nedenlerinden biri prodüksiyon açısından olanaklarının kısıtlı olmasıdır. Fakat Turist Ömer ile Atılgan tayfasının maceralarını konu alan bu film dünya sinema tarihinin ilk uzun metrajlı Star Trek filmi olma özelliğine sahiptir. Filmin Atılgan’da geçen sahneleri İstanbul’daki Ant Stüdyosu’nda, Atılgan’ın dışındaki sahnelerin bir bölümü Halkalı’da diğer bir bölümü de Efes’te çekilmiştir. Filmde dikkat çeken ayrıntılardan biri 1973 yılında cep telefonu ve ışınlanma teknolojisinin kullanılmış olmasıdır. Ayrıca filmde Turist Ömer ile başı belada olan Computer günümüzde yaşamın bir parçası olan bilgisayar teknolojisinin ta kendisidir. Filmde Profesör Krater’in itiraf sahnesinde, Nancy diye tanıttığı canavardan bahsederken “Bizim ileri medeniyet dediğimiz koşu tabiatın gerçek güzelliklerini yok etti, o soyunu devam ettirmek için direniyordu.” şeklindeki söylemi teknoloji ve doğanın büyük savaşını hatırlatır bize. 70’li yıllar fantastik türün zirvesi sayılabilir. Genel olarak çizgi roman ve Amerikan uyarlamalarından oluşan o döneme fantastik filmlerin birçoğu unutulsa da Turist Ömer Uzay Yolunda filmi dönemin en akılda kalıcı fantastik filmidir.

1963-1973 yılları arasında geçen 10 yıllık sürede çekilen 9 filmlik serinin tamamı Hulki Saner imzalıdır. Seri boyunca değişmeyen bir diğer isim, oyuncu Mualla Sürer’dir. Serinin ilk 3 filminde Turist’in yakın arkadaşı Ruknettin’in âşık olduğu Bedia karakterini canlandırır. Daha sonraki filmlerde adı değişse de oynadığı tipleme değişmez. Her zaman Turist Ömer’in kurtulmaya çalıştığı başının belasıdır.

Filmlerin olay örgüsü genelde aynıdır. Kahramanımız olmaması gereken bir yerde tesadüfen bulunur, başına türlü işler gelir, iyi niyeti ve zekasıyla belalardan sıyrılır. Filmlerin konuları; kumarhanede çıkan kavga, banka soygunu, kendini denize atmak üzere olan fakir kız ile karşılaşma, hasta veya çaresiz bir çocuk ile yolların kesişmesi gibi hikâyeler etrafında şekillenir.

Pişman Olur Bakmayanlar Filmlerinin Tadına! 

Evet, Turist Ömer derlerdi onun adına. Çünkü yeri yurdu yoktu. Avareydi. Bütün dünya onun eviydi. Bir bakmışsın İspanya’da boğa güreşlerinde, bir bakmışsın Afrika’da yamyamlar arasında, bir bakmışsın Arabistan çöllerinde deve sırtında, bir de bakmışsın dünya ona yetmemiş uzaya gitmiş. Galaksinin neresinde olursa olsun o Turist Ömer’di. Kendi gibiydi. Fakir ama dertsiz, tasasız, kimseye eyvallahı olmayan, özgür karakterli, samimiyetinden şüphe uyandırmayan, her işe kafası çalışan, temiz yürekli bir Yeşilçam tiplemesiydi. Sokak dili jargonu ile inceden fakirliği anlatırdı. Ama fakirliği anlatırken fakirlik güzellemesi yapmaz ufaktan eleştirirdi.

Filmografisinde 200’den fazla filmi olmasına rağmen oynadığı filmlerin sadece 10-15 tanesini sevdiğini söylerdi. Sadri Baba, Yeşilçam’da seks furyası başlayınca sinemadan elini çekmişti. 70’lerin ortalarından sonra sahnelere çıkıp komedi ve dramı harmanlayarak sahne şovları yapmıştı. Şarkı da söylese, tiyatro da yapsa, sinemada da oynasa, şiir de okusa, kendini de anlatsa seyircinin kabulüydü. Aynı zamanda kayınbiraderi olan Şair Atilla İlhan’ın da dediği gibi “O 3 ayrı ekolden sentez yapmış bir aktördü ve Sadri tipindeki aktör geleneği onunla birlikte bitti.” 

O sadece jön rollerinin değil tüm rollerin altından kalkabilmişti. Mahkeme sahnesi ile yürekleri parçalayan Ofsayt Osman, Ah Güzel İstanbul’daki son İstanbul beyefendisi Haşmet İbriktaroğlu, adamlığın sokak köpeklerine selam vermekten geçtiğini öğreten Avare Sedat, aşk acısını yürek yakan tiratlarla anlatıp Ah Müjgan Ah dedirten Hüsnü, şiirsel gerçekliğin filmi Yalnızlar Rıhtımın’daki Rıdvan Kaptan, Aynı Yolun Yolcusu filmindeki idealist imam, kadın kılığına girip Fıstık Gibi Maşallah dedirten Naci… Bütün bu rollerin içinde biraz Turist Ömer, Turist Ömer karakteri içinde ise bütün bu rollerden biraz vardı. Turist Ömer karakteri tüm bu rollerin ortaya karışık Sadri Alışık haliydi. Turist Ömer derlerdi onun adına, pişman olurdu bakmayanlar filmlerin tadına… 

Yazar: Ayşenur Özdemir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir