Signs (2008)
“Günümüzde yapılan filmlerin çoğunda gerçek sinema duygusu yok denecek kadar az. Bunlara ‘konuşan insan fotoğrafları’ diyebilirim. Sinemada bir öykü anlatırken, ancak başvurulabilecek başka bir yol kalmadığında diyalog kullanılmalıdır.” der gerilimin babası Alfred Hitchcock. Aslında pek de haksız sayılmaz hani! Günümüzün ruhsuz ve geveze filmlerden yüz çevirseniz bu sefer de az konuşan ama pek bir şey anlat(a)mayan filmler yakanıza yapışıyor! Maalesef ortasını bulabilen, formülü tutturabilen film sayısı yok denecek kadar az. Hele bir de aşk filmlerinden bahsediyorsak…
Şimdi izlediğiniz en iyi aşk filmini düşünün… Süreyi kısaltın… Yaklaşık 12 dakika size yeterli olacaktır. Filmin içindeki tüm gereksiz ayrıntıları çıkartın. Klişe olmaktan öteye gidemeyen tüm replikleri törpüleyin ve repliklerin yerine Dmitri Golovko’nun enfes müziklerini ekleyin. Sıkıcı hikâyeyi basit ama etkili bir hikâye ile değiştirin. İşte, alın size “Signs”!
Kısa Film bölümümüzün ilk konuğu olan Signs, insanı etkileyen naif ve sıcacık bir film! Tabi Signs ismini görünce M. Night Shyamalan’ın filmi aklınıza gelmesin.(!) Zira bu filmde sizi uzaylıların işaretleri değil ‘Aşk’ın işaretleri bekliyor olacak!
Filmimizin başkarakteri olan Jason, yalnız ve mutsuz bir adamdır. Her gün aynı saatte çalan saatinin sesiyle uyanır. Tek başına keyifsiz bir kahvaltı yapar. Ardından metroya biner ve işine gider. Onun hayatı işte bu kısır döngü içinde sürüp gider! Sanki o, koskoca dünyada tek başına gibidir. Kimse bu silik adamı görmez ya da görmek istemez! Bir kişi hariç: Stacey!
Sesler içinde mutsuzluktan kıvranırken bazen sessizlik bize en büyük mutluluğu verebilir. Sanırım Signs filmini anlatabilecek en güzel cümle bu.
Patrick Hughes’un Schweppes Kısa Film Festivali için çektiği filmde Jason karakterine Nick Russell, Stacey karakterine ise Kestie Morassi hayat veriyor. Signs’in yönetmenin üçüncü kısa filmi olduğunu ve bu
filmden sonra ilk uzun metrajı Red Hill’i çektiğini hatırlattıktan sonra sözü daha fazla uzatmadan sizi film ile baş başa bırakıyorum. Unutmayın bazen tek ihtiyacınız olan şey sadece bir işarettir!