Bekârlık Sultanlıktır – Aziz Nesin (Çizgi Roman Eleştirisi)
Aziz Nesin’in 6 kitaplık çizgi roman külliyatının bir başka üyesi üzerine konuşacağımız bu yazıda, sözlerime bana bu kitabı gönderme nezaketinde bulunan Nesin Yayınevi’ne teşekkür ederek başlamak istiyorum. Aziz Nesin’in yazar adı kullanmadan senaryosunu yazdığı ve dönemin unutulmayacak çizerlerinden biri olan Yalçın Çetin’in çizdiği “Bekârlık Sultanlıktır”, bekar bir erkeğin evlenmek istemesiyle birlikte başına gelenleri anlatan, Yeşilçam filmlerini aratmayacak türden neşeli ve merak dolu bir komedi hikayesi sunuyor.
Anlatan: Salih Tekcan
1950’lerin ortasından 1970’lerin ortasına kadar, Yusuf Ziya Ortaç tarafından yayınlanan Akbaba dergisinde çalışan Aziz Nesin, inanılmaz bir üretkenlikle yazmıştır. Hatta öyle ki bu dönemde çıkmış olan Akbaba dergilerine göz atıldığında, derginin yarısının Nesin imzalı eserlerle dolu olduğu fark edilecektir. Tabii burada önemli bir hatırlatma yapmakta fayda var. Diğer çizgi romanlarından da bildiğimiz üzere Nesin, eserlerini kendi adıyla değil ilginç müstear adlar ile imzalamıştır. Ama bu sefer müstear ad bile kullanmayan Nesin, hikâyenin baş karakteri olan Salih Tekcan’ı, çizer Yalçın Çetin’in adının yanına “Anlatan” olarak yazmayı tercih ediyor. Aslında bu dâhiyane fikir, yazar ile yarattığı karakter arasındaki ilişkiyi de gözler önüne seriyor. Nesin, adeta kendini Salih’in yerine koyarak anlatıcı koltuğuna oturuyor ve bu müzmin bekarın kadınlarla imtihanını en doğal şekilde okuyucuya aktarıyor. (Bu arada Hakan Alpin’in, “Çizgi Roman Ansiklopedisi” isimli kitabında, “Bekârlık Sultanlıktır” çizgi romanını Yalçın Çetin’in hem yazıp hem de çizdiğini iddia ettiğini notlarımız arasına ekleyelim.) Unutmadan, tam bu noktada Yalçın Çetin’in zarif ve detaycı çizgilerinin hikâyeye ne kadar büyük katkıda bulunduğunu da söylememiz gerekiyor.
Hep Kendini Arayan Bir Çizer
Aziz Nesin’in “benim dostumdu, ama kardeşim, hatta oğlum gibiydi” dediği Yalçın Çetin, 1934 yılında İstanbul’da doğmuş, çizdiği ilk karikatür 1947’de, o henüz 13 yaşındayken Doğan Kardeş dergisinde yayımlanmıştır. Daha sonradan Medet, Akbaba, Ulus, Tanin, Ant, Tef, Karikatür, Dolmuş gibi çeşitli mizah dergileri ve gazetelerde çalışan Çetin, 1959 yılında İstanbul Gazeteciler Cemiyeti’nin karikatür yarışmasında mansiyon ödülü, bir yıl sonra da birincilik ödülü kazanmıştır. 1961-1965 yılları arasında canlandırma sineması çalışmaları için Almanya’ya gidip televizyon ve sinema için reklam filmleri ve jenerikler hazırlamıştır. Hatta bazı karikatürist arkadaşları ile birlikte canlandırma sineması alanında çalışmalar yürüttüğü bir stüdyo bile kurmuştur. 1977 yılında hayatını kaybeden Çetin, ilki 1974’de basılan “Vatan Millet Sakarya” ve “Dosya” isimlerinde iki adet karikatür albümü de yayınlamıştır. Nesin, genç yaşında kaybettiği bu dostu için şöyle demiştir: “(…) Karikatürlerinin hem biçiminde hem de biçeminde sürekli olarak kendi kendini aşmaya çalışırdı. (…) Karikatürde hep kendini aramaktaydı. Yüz yıl yaşasa yine de kendisini aramasını sürdürecekti.”
Yedi Karılı Salih
İlk kez 30 Aralık 1954’te Akbaba dergisinin 146. sayısında tefrika edilmeye başlanan “Bekârlık Sultanlıktır”, akla hemen Sadık Şendil’in yazmış olduğu ve ilk olarak 1967 yılında sahnelenen “Yedi Kocalı Hürmüz” adlı tiyatro oyununu getiriyor. Fakat bu kez olaylara bir kadının gözünden değil bir erkeğin gözünden şahit oluyoruz. Yalnızlıktan usanan Salih Tekcan adlı karakterimiz, ani bir ilham ile artık evlenmesi gerektiğine karar veriyor ve ertesi sabah kendini sokaklara atıp “helal süt emmiş bir kız” aramaya başlıyor. İlk aşkı, ilk evliliği ve ilk hayal kırıklığından sonra kendine bunu unutturacak bir kadın daha aramaya başlayan Salih, toplamda birbirinden farklı karakterdeki tam yedi kadın ile sırasıyla evlenip boşanıyor. Bu kadınlar arasındaki kimler yok ki… Erkeğe yolunacak kaz gözüyle bakan “Miyami Lâle”, titiz bir ev hanımı olan “Feriha”, genç erkekleri parası ile avlayan “İclâl”, her şeyi “kitap”ına göre yapmaya çalışan “Alev”, din kisvesi altında yapmadığı pespayelik kalmayan “Fettane”, “erkek gibi bir karı” olan sporcu “Türkan” ve son olarak yüksek sosyeteden “Perran”. İşte bu kadınların her biri, anlamsız istekler ve türlü aşağılamalar ile Salih’e hayatı dar ediyorlar. Bizde Salih’in bu yedi kadın ile olan ilişkisini yakın planda görme şansına erişiyoruz.
Kurban Erkek(ler) ve Avcı Kadınlar
Daha önce “Deniz Aslanı”nda gördüğümüz gibi kadın-erkek ilişkilerine taraflı bir gözle bakan Nesin, bu kez yine erkeğin tarafını tutmayı tercih ediyor; hatta işi daha da ileriye götürüp kadının varlığını sorguluyor. Nesin, objektif bir tutum sergileyemese de ve cinsiyetçi söylemlerden kurtulamasa da oldukça güçlü mesajlarla ve alt metinlerle donatılmış bir senaryo ortaya koyduğu için amacının salt olarak kadını aşağılamak olduğunu söylememiz pek doğru olmayacaktır. Bu bağlamda “Bekârlık Sultanlıktır”ın, her daim “kurban” olarak gösterilen kadını “avcı” konumuna getirdiğini ve asıl kurbanın da “erkek” olduğunu vurguladığını söyleyebiliriz. Çizgi romanın böyle iddialı bir söylemde bulunurken belki de en güçlü hamlesi, “Deniz Aslanı”ndaki gibi tek bir kadın karakter kullanmak yerine, yedi farklı kadın üzerinden farklı eleştirilerde bulunması oluyor.
Mesela “İclâl” karakteriyle, zengin, yaşı geçmiş ve “güzel olmayan” kadınların adeta erkekleri paralarıyla satın alarak onları metalaştırdıklarının altı çizilirken, bir kitap kurdu olan “Alev” üzerinden de bilinçsiz ve özenti “aydın”lığa taşlama yapılıyor. Kadın karakterler üzerinden kadınlara yönelik yapılan eleştirilerin bir kısmının doğru ve yerinde olduğu kabul etsek bile, gördüğümüz yedi kadının da hep kötü özellikleriyle ön plana çıkması büyük bir eksiklik olarak hafızalarımıza kazınıyor. Bir tane bile iyi bir kadın karakter göremememiz, aslında Nesin’in “Deniz Aslanı”nda düştüğü tuzağa daha önce de düştüğünü gösteriyor. Çizgi romanda kadınlarla ilgili söylemlerden bazılarının rahatsız edici olduğunu belirtmeliyiz. Ama bana kalırsa en rahatsız edici olanı, “Fettane” karakteri üzerinden yapılan “din sömürüsü” eleştirisinde abartıya kaçılarak, “ahlaksız” kadın imajının çizilmesi oluyor. “Perran” dışında hiçbir kadın karakterin “ahlaksız” ya da “sadakatsiz” olduğu ima edilmezken, dindar bir kadın gibi gözüken “Fettane”nın dillere destan bir şöhrete(!) sahip olması, bazı eleştirilerde objektif olunamadığının kanıtı olarak gösterilebilir.
Hem Benzer Hem Farklı!
Yalçın Çetin’in çizgilerini, Mim Uykusuz ya da Nehar Tüblek’in çizgilerinden ayırmak aslında çok da zor değil. Ama Çetin’in başarılı perspektifleri, sinematografik açıları ve detaylar konusundaki özeni göz önüne alındığında, “Baba Mirası”nı çizen Mim Uykusuz’u hatırlattığını söylemek de pek yanlış olmayacaktır. Ama bununla birlikte Çetin’in tarzını tek bir şekilde açıklayamayacağımızı da hatırlatmamız gerekiyor. Sadece ima eden sade çizgiler, mekân tasvirinde göz dolduran detaylar, minimal karakter tasarımları, görsel olarak etkileyen siluet çizimleri… Hepsi Çetin’in nevi şahsına münhasır üslubuyla kusursuz bir şekilde harmanlanıyorlar. Üstelik Aziz Nesin’in diğer çizgi romanlarına kıyasla, 34 sayfalık bu çizgi romanın her sayfasında renk kullanıldığını ve renk kullanımının oldukça başarılı olduğunu da belirtelim. Bununla birlikte Çetin’in sadece çizgileriyle değil, panelleme konusunda da diğer iki çizerden ayrıldığı noktalar olduğunu fark ediyoruz. Çetin, klasik yöntemin yanında çok daha farklı panellemeler yaparak daha dinamik bir üslup yaratmak için uğraşıyor ve bunu başarıyor. Çetin’in panelleme konusunda, İtalyan ekolünün izinden giden Mim Uykusuz’dan daha çok “Bilmem Ne Adası”ndaki yenilikçi tavrıyla kendine hayran bırakan Nehar Tüblek’i anımsattığını da not olarak düşelim.
Bekârlık Sultanlık mı?
Aziz Nesin’in “Bekârlık Sultanlıktır” çizgi romanında, kadın-erkek ilişkilerini “Deniz Aslanı”ndan daha önce, daha uzun ve daha detaylı bir şekilde incelediğini görüyoruz. Ama sağlam, komik ve keyifli olan bu senaryonun, taraflı bir bakışa sahip olduğunu da unutmamamız gerekiyor. Yalçın Çetin’in çizgileri sayesinde çizgi romanı adeta bir film izler gibi okuyabilmemiz ise kuşkusuz “Bekârlık Sultanlıktır”ın en önemli artılarından biri oluyor.
Unutmadan, Aziz Nesin’in 1954-1960 yılları arasında Akbaba’da tefrika edilen ve yine Yalçın Çetin tarafından çizilen diğer çizgi romanları “Bayan Aynur ile Bay Buyur” ve “Berber Nonoş”un da Nesin Yayınevi’nden çıktığını hatırlatalım.
Kaynakça
Alpin, H. (2006). Çizgi Roman Ansiklopedisi. İstanbul: İnkilap.